Final Fantasy XIV Online

Final Fantasy! Ne kadar iddialı bir isim, değil mi? Düşünün, sınırlarının alabildiğine geniş olduğu bir hayal gücünün final hali... Final Fantasy serisinin kaç oyunuyla tanıştınız bilmiyorum ama serinin sadece iki oyununu (Final Fantasy VII ve Final Fantasy IX) oynamış biri olarak ben bu ismin ne anlatmaya çalıştığının net olarak farkındayım. Final Fantasy, her oyunuyla size alabildiğine geniş ve dopdolu bir kainat sunar. Uzun süre bu kainatın içinde kendinizi kaybeder; zamanı, sorumluluğu ve sizi hayata bağlayan birçok teferruatı bir kenara bırakıverirsiniz. Sizin için artık gerçek dünya yoktur, Final Fantasy dünyası vardır. Bir Final Fantasy oyunu çıkacak olduğu zaman çoğu şehirde yaşam durur, alışılmadık görüntüler ortaya çıkar. Yüzlerce insanın bir marketin önünde kamp kurduğunu gördüğünüz zaman şaşırmazsınız; çünkü o gün Final Fantasy serisinin yeni bir oyunu çıkacaktır piyasaya. 2010 yılının özel bir günü de bu tarz görüntülere şahit olacak gibi görünüyor; çünkü o gün Final Fantasy serisinin 14. oyunu olan Final Fantasy XIV Online (FFXIV Online) piyasada olacak.

Ne yalan söyleyeyim, karakterimi yaratıp kendimi Eorzea’nın nefes kesen güzellikteki ortamlarına bırakmadan önce çok farklı bir Final Fantasy XIV incelemesi planlamıştım. Evet, belki hayatı boyunca J-RPG’lerin birçoğundan köşe bucak kaçmış bir oyunseverim. Hatta Ultima Online, Star Wars: Galaxies ve Age of Conan dışında uzun süreli MMO deneyimleri yaşadığım da söylenemez. Ama yine de Final Fantasy, 90’ların başında NES sahibi olmuş her oyunsever gibi benim de birçok oyununu yıllarca büyük hayranlık besleyerek oynadığım bir seriydi ve açıkçası konsolda oyun inceleyecek altyapıya sahip olmadığım için geçtiğimiz Mart ayında Oruç’un bahanelerine terk ettiğim Final Fantasy XIII’ün ardından gelen bu yeni oyun, bu kez sitemizde yer almalıydı. Üstelik Japon dostlarımız, aradan yedi yıl geçmesine rağmen hala oldukça sağlam bir oyuncu kitlesine sahip Final Fantasy XI’in ardından ikinci kez MMORPG sularında yüzmeye geliyordu. Ne var ki, Square Enix’in bu sefer kulaç atmak yerine boğulmayı tercih ettiğini görünce kafamda tasarladığım bütün satırlar da aynı suyun derinliklerinde yitip gitti.

Final Fantasy XIV, bizleri tarihleri kan ve ihanetle yazılmış şehir devletlerinden oluşan ve dev hava gemileriyle ateşli silahlara sahip muazzam doğu imparatorluğu Garlea’nun büyük tehdidi altındaki Eorzea’da geçecek fantastik bir serüvene konuk ediyor. Tahmin etmenin pek de zor olmadığı gibi bu serüvene bir karakter oluşturarak başlıyoruz.

Oyunun isminin sonundaki “Online” eklentisini fark ettiniz sanırım. Bu ne demek oluyor? Bir RPG devi olan Final Fantasy serisinin son oyununun bir MMORPG olarak karşımıza çıkacağı anlamına geliyor. Aslında bu durum seri için bir ilk değil; çünkü seriyi MMORPG kulvarına taşıyan ilk oyun Final Fantasy XI Online (FFXI Online), yani serinin 11. oyunu olmuştu hatırlarsanız. Bu arada oyunun ismindeki XIV ayrıntısı dikkatinizi çekiyor mu? Şimdiye kadar isminin sonunda bu rakamı taşıyan kaç oyunla tanıştığınızı düşündünüz mü hiç? Bu hesaba bir de Final Fantasy serisinin bütün oyunlarının birbirinden bağımsız olduğunu ekleyelim mi? Sanırım Final Fantasy isminin ağırlığı konusunda yavaş yavaş hemfikir olmaya başladık, ne dersiniz? Neyse, konumuza dönelim biz. Ne diyorduk? Evet... FFXIV Online, serinin ikinci MMORPG oyunu olacak ve öyle görünüyor ki FFXI Online’ın izlerini takip edecek. Böyle söylüyorum ama bu oyunun FFXI Online’ın ucuz bir kopyası olacağını düşünmeyin sakın. FFXIV Online, birçok yönden FFXI Online’a benzeyecek ama yüklü bir artı çuvalını da beraberinde getirecek.


Fantastik bir final daha...

Oyunun hikayesi, Hydaelyn adlı gezegenin Eorzea adlı bir kıtasında geçecek ve bu kıtada birbiriyle savaş halinde olan şehirler yer alacak; bu şehirler de oyunda yer alacak ırkların yaşadığı şehirler olacak haliyle. Eorzea’da kaç şehir olacağı ve hangi şehrin hangi ırka ait olacağı ile ilgili bir bilgi yok henüz ama üç şehir (Limsa Lominsa, Ul’dah ve Gridania) isim olarak gün yüzüne çıkmış durumda. Elbette ki Eorzea’da her şey güllük gülistanlık olmayacak; yani kendimizi olmazsa olmaz bir iyi - kötü savaşının içinde bulacağımız kesin. Hikayenin iyi tarafında biz yer alacağız ve kötü tarafı da Hydaelyn’in doğu topraklarından gelen Garlean Empire temsil edecek. Oyunun kaba halindeki hikayesi bu şekilde ama bundan sonrası da tanıdık olacaktır zaten: Kötüyü yok et, zafer senin olsun!

Oyunda yer alacak ırklara geldiğimizdeyse yüzümüz biraz ekşiyor maalesef; çünkü FFXI Online’dan birebir alınan ama isimleri değiştirilen ırklar söz konusu. Bu benzerlik o kadar bariz ki insanın direkt olarak gözüne batıyor diyebilirim. FFXI Online’daki sivri ve kepçe kulaklı Elvaan ırkı, FFXIV Online’da Elezen ismiyle karşımızda olacak. Aynı şekilde Hume ırkını Hyur, Tarutaru ırkını Lalafell, Galka ırkını Roegadyn ve Mithra ırkını da Miqo’te ismiyle karşılayacağız. Aslında bu durum Final Fantasy’nin kendini tekrar etmeyen şanına serin bir gölge düşürebilir ama Square Enix’in illa ki bir bildiği vardır diye düşünmeden edemiyorum. Unutup ziyan etmeden şunu da söyleyeyim; oyundaki ırkların birer alt sınıfı da olacak. Bu tarafa ait bilgilerse şimdilik Hyur ırkı için Midlander ve Highlander, Miqo’te ırkı için de Moonkeeper ve Sunkeeper alt sınıflarından ibaret. Karakterimizi oyunun bize sunacağı seçenekler dahilinde şekillendirebilme lüksümüz de olacak ki bu da olmazsa olmaz bir MMORPG geleneğidir zaten. Eh, bu noktada da devreye zevk ve renk ikilisi girecek ve bir maymun mu, yoksa bir güzellik abidesi mi istediğimiz ortaya çıkacak.

Bol vasıflı bir karakter istiyorum!

Gördüğünüz gibi FFXIV Online, bir MMORPG’nin “olmazsa olmaz” denebilecek temellerine sahip ama Square Enix bu temelleri sarsıyor ve “olmasa da olur” demeyi biliyor. “Bu da ne demek şimdi!” diyenleriniz için konuyu biraz daha açalım isterseniz. Bildiğiniz gibi, bir MMORPG’nin temelini oluşturan en büyük yapı taşlarından biri de “leveling” sistemidir. Yaptığınız görevlerden ve kestiğiniz yaratıklardan edindiğiniz tecrübe puanları sayesinde seviye atlarsınız ve gücünüz giderek katlanır. İşte FFXIV Online, tam da buraya yerleştiriyor bombasını ve bombanın patlayacağı zamana dair ufak tefek ipuçları vermekle yetiniyor şimdilik. Buradan da FFXIV Online’da o tanıdık leveling sisteminin olmayacağı sonucu çıkıyor ister istemez. “Armoury System” ise -kısıtlı detaylar eşliğinde- leveling sisteminin yerini alarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Peki bu sistem nasıl bir şey olacak? Şöyle ki Armoury System sayesinde karakterinizin vasıflarını dilediğinizce ve istediğiniz zaman değiştirme olanağına sahip olacaksınız; yani aynı anda hem kılıç - kalkan kullanan bir savaşçı, hem de ateş topları fırlatan veya sağlık büyüleri yapabilen bir büyücü olabileceksiniz. Bu vasıflara ek olarak, doğadan bitki toplayan bir botanikçi ve aynı zamanda kendi söküklerini dikebilen tecrübeli bir terzi olabileceksiniz. Bu kadar serbestlik kulağa gerçekten hoş geliyor ama inşallah bizi bozmaz.


Gelelim oyunun bir diğer kilit noktası olan “sınıf” tarafına. FFXIV Online’ın sınıf anlayışını dört temel disiplin temsil edecek. Disciples of War, -adından da anlaşılacağı gibi- karakterimizin savaşçı tarafına hitap edecek. Archer, Lancer, Gladiator, Marauder ve Pugilist şeklindeki alt başlıklara ayrılan bu disiplinle karakterimizi dilediğimizce vasıflandırabileceğiz. Oyunun büyücü tayfası da Disciples of Magic altında toplanacak. Bu disiplinin alt başlıkları henüz ortaya çıkmış değil ama ben şimdiden “White Mage” ve “Black Mage” başlıklarını görür gibiyim. Kalan iki disiplin ise oyunun ticari tarafına yönelecek. Disciples of Land başlığı altındaki mesleklerle doğanın nimetlerini toplayacak ve Disciples of Hand meslekleriyle bu nimetleri işleyip kesemizi doldurabileceğiz. Ne de olsa her yiğidin biraz da olsa paraya ihtiyacı vardır, öyle değil mi?

Sonuç olarak ortaya ne çıkacağı konusunda bir yargıda bulunmak için henüz erken olsa da FFXIV Online, iddialı bir yapım olacak gibi görünüyor. Eğer bu oyun klişeleşmiş MMORPG yapımlarının arasından özgün yapısıyla sıyrılmayı başarırsa keyfimize diyecek söz kalmaz. Bu arada FFXIV Online’ın sadece PS3 platformuna ait olmayacağını belirtmeden geçmeyelim, yazık olur. Evet; PC oyuncuları da bu zevkin tadına bakabilecekler ve hatta bu iki platform aynı ortamı paylaşabilecek. Bu anlamda ortaya çıkabilecek “nickname” sorunları içinse özel bir sistem üzerinde çalışılıyor. Öyle ya da böyle, sonuç şuraya çıkıyor: Final Fantasy, MMORPG, Square Enix, PC, PS3... Hepsi bir arada! Geriye de sadece beklemek ve oyunla ilgili çıkacak olan taze haberleri takip etmek kalıyor.
Square Enix, FFXI Online’ın başarısını FFXIV Online ile sürdürmekte kararlı görünüyor. Final Fantasy efsanesi de MMORPG kulvarındaki ikinci oyunuyla hayranlarını ayaklandırmak için yavaş ve emin adımlarla ilerliyor. Sonucun ne olacağını merakla bekleyen Final Fantasy fanatiklerineyse sadece beklemek düşüyor.

Final Fantasy XIV Online [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]