Killzone 3 inceleme
1 sayfadaki 1 sayfası
Killzone 3 inceleme
Killzone 3 Savaş İnsanoğlunun değişmeyen kaderlerinden birisi. Tarihin ilk yıllarından bile önce birçok savaş yaşanmıştır. Bu savaşların birçoğu tarih kitaplarında yer alsa da bu kitaplara yansımayan ne kadar çok savaş vardır kim bilir? Tarih boyunca çıkan bu savaşların büyük bir çoğunluğu aşk, para, toprak gibi nedenlerden çıksa da sömürge sebebi ile çıkan birçok savaşı da tarih kitaplarında okuduk. Maalesef günümüzde bile bu sömürge durumundan savaşa giren birçok ülke bulunuyor. Biraz basite indirgemek gerekirse kaynak sıkıntısı çeken birçok ulus, kaynak olarak daha zengin ve güç olarak ise daha zayıf ülkeleri sömürgesi altına alıyor. İşte Killzone serisinin arka planında da bu sömürgecilik unsurları yer alıyor.
Killzone serisi nedense hikaye olarak hep eleştirilerin odağında yer almıştır. Muhtemelen ana hikâyenin oyun üzerinde etkisinin çok az olmasından kaynaklanıyor bu durum. Yapım ekibi de bunun farkında olacak ki serinin yeni oyunu Killzone 3 için hikayenin çok daha ön planda olacağı müjdesini veriyorlar. Yazının bu kısmında serinin oldukça karışık ve günümüze olan göndermelere de sahip hikâyesinden ve ikinci oyunun sonuna biraz değineceğim. Bu nedenle henüz ikinci oyunu oynamamış olan oyuncular için spoiler yani keyif bozucu bilgi olabilir.
FPS denince akla gelen ilk platformun PC olduğu konusunda tartışacağımızı düşünmüyorum PlayStation ve Xbox gibi konsolların oyun piyasasını ele geçirmesinden sonra bu durum biraz sarsıntı geçirdi aslına bakarsanız Xbox’ın Halo serisi, konsolların FPS platformuna bakış açısını resmen simgeliyordu Buna rağmen PlayStatin platformuna has bir FPS oyunu yoktu ve bu platformun müdavimleri, Medal of Honor gibi multi-platform FPS oyunlarıyla yetinmek zorunda kaldılar; ta ki Killzone yüzünü gösterene kadar.
Killzone, PlayStation tayfasının FPS fanatiklerine rahat bir nefes aldırmış olsa da asıl bombayı patlatan Killzone 2, yani serinin ikinci oyunu oldu Yapım aşamasının uzun ve sancılı olmasından dolayı tutukluk yapan bir bombaydı bu aslında ama oyunun E3 2005’teki gövde gösterisi, yeni nesil oyunların neler vaat edeceğini gözler önüne seriyordu Killzone 2’nin 2009’da piyasaya çıkması ve ortalığı kasıp kavurmasının ardından Guerilla Games, serinin üçüncü oyunu için çalışmalara başlamıştı bile Tabii ki bu konuda ne bir dedikodu vardı, ne de başka bir şey E3 2010’un kapısına dayandığımız şu günlerdeyse Guerilla Games’ten müthiş bir haber geldi ve bu haberle birlikte Killzone 3, ilk bilgilerini oyun dünyasına aktarmaya başladı
Killzone serisi hikaye yönünden bir çok eleştiri alsa da aslında oldukça sağlam ve 300 yılı aşkın bir hikayeye sahip. Bu hikâyenin başı ise 2055'li yıllara dayanıyor. Kısaca özetlemek gerekirse insanoğlu dünyanın artık iyice suyunu çıkarmış ve bilinen tüm kaynaklar bitmek üzere. Bu nedenle ülkeler arasında büyük bir savaş var. Bardağı taşıran son damla ise nükleer silahların atılmasıyla başlıyor. Zaten kaynak sıkıntısı çeken dünya bu nükleer tehdit ile birlikte yaşanamayacak bir hale geliyor. Tabi savaş sonucu insan ırkının büyük bir çoğunluğu da yitirilmiş oluyor. Savaş bittikten sonra ise zengin şirket ve devletler bir araya gelerek yeni bir oluşum içerisine giriyorlar. Oluşumun amacı ise güneş sisteminde yeni gezegenler bulmak ve insanlığın kaderini bu gezegenlerde sürdürmek olacaktır.
Fakat deneme fırsatı yakaladığımız Killzone 3'e geçebilmek için olayları direk olarak sonuca bağlayacağım.
Uzun bir keşif süresinden sonra yaşanabilir olarak adlandırılan iki gezegen Helgan ve Vekta keşfedilir. Vekta ekosistemi ve doğal şartları ile dünyaya daha çok benzemektedir. Helgan gezegeni ise tam anlamıyla bir nükleer santral gibidir. Doğal kaynaklar yönünden oldukça zengin olan Helgan gezegeni nükleer fırtınalar ile sarılı bir haldedir. Kısacası iki gezegene de büyük ölçüde bir göç başlar. Vekta gezegeninden Helgan'a gıda ve sağlık yardımı yapılırken Helgan'daki kaynaklar ise Vekta'ya aktarılır. Bu iki güç arasındaki alışveriş ve barış, tırmanan gerilim ve Scolar Visari'nin doğuşu ile farklı bir boyut kazanacaktır.
Bu gerilimin tırmanma aşamasında tabi ki daha bir çok savaş ve olay yaşanıyor. Fakat deneme fırsatı yakaladığımız Killzone 3'e geçebilmek için olayları direk olarak sonuca bağlayacağım. Sonuç olarak Helgan gezegeninde yaşayan insanlar yoğun radyasyon sonucu büyük bir değişime girerler. Vücutlarındaki bu değişim üçüncü, dördüncü kuşağın doğması ile birlikte çok daha farklı bir hale gelmiştir. Daha dayanıklı ve Helgan şartlarına alışkın bir hale gelen halkın kaderi ise başa geçen Scolar Visari ile tam anlamıyla değişiyor. Killzone 1'in başındaki konuşması ile artık insan olmadıklarını ve kendilerine Helgast diyeceklerini açıklayan Visari, büyük bir başkaldırışın da temsilcisi haline gelir. Bu dakikadan sonra Helgast'ların amacı ise Vektan'ı işgal etmek olacaktır. Nitekim ilk oyunda amansız gelen Helgast saldırılarına karşı direniyorduk. PSP için çıkan Liberation'da ise farklı bir konuya değinen seri ikinci oyunda ise bizi savaşın çok daha çetin ve zorlu geçeceği Helgan'ın kalbine indiriyordu.
İkinci oyunun sonunda ise nihayet Scolar Visari ile karşı karşıya geliyor ve küçük bir anlaşmazlık sonucu olsa da onun ölümünü görüyorduk. Sarsılmış bir şekilde kapıdan çıkan Sev, kafasını kaldırdığında ise büyük bir saldırı gemisi görüyor ve oyunu da böylelikle bitirmiş oluyorduk. Killzone 3 işte tam da ikinci oyunun bittiği yerden başlayacak. İlk görevimiz ise Helgast flosundan gelen bu çarpraz ateşten kaçmak olacak. Oyunun bu ilk dakikalarında zorlu bir mücadeleye gireceğimiz söyleniyor. Üçüncü oyun için ayrıca çatışmaların çok daha çetin geçeceği belirtilmiş. Çünkü lidersiz kalan Helgast’lar tam bir karmaşa içerisinde ISA birliklerine çok daha güçlü bir şekilde saldırıya geçecekler. Killzone 3 için belirtilen bir diğer önemli nokta ise Helgast kültürünü ve yaşam biçimini daha yakından tanıyacağımız oluyor. Ayrıca Helgast'ların yeni liderlik arayışları da oyunda işlenebilir.
Killzone 2 grafikleri ve atmosferi ile oldukça başarılı bir yapım olsa da özellikle bazı noktalarda eleştirilerinde odağı haline gelmişti. Bu eleştirilerin başında ise kontrol zorlukları ve yapay zeka geliyordu. İkinci oyunun çıkmasından kısa bir süre sonra karşımıza çıkacak olan Killzone 3 ise bu yönlerden daha başarılı bir şekilde raflardaki yerini alacak. Çünkü yapım ekibi olan Guerrilla Games, ikinci oyundan yeterli dersi aldıklarını ve üçüncü oyunda tüm bu açıkları kapatacaklarını vaat ediyor. Üçüncü oyunda ön plana çıkan bir diğer detay ise senaryo ve karakter sunumları ile ilgili olacak.
Killzone 3’ün hikayesiyle ilgili henüz ortada bir şey yok ama bu yeni macerada yine Helghan topraklarında yer alacağız İkinci oyundaki müthiş görsellikle bu toprakların her metrekaresini akıllarımıza kazıyan yapımcılar, zaten geniş olan sınırları daha da genişletmiş olduklarını iddia ediyor İkinci oyunda kullanılan grafik motorunun üçüncü oyunda da kullanılacağı önemli notlar arasında yer alıyor Durum böyle olunca akıllarda hemen oyunun görsel kalitesi konusunda soru işaretleri oluşacaktır doğal olarak ama telaşlanacak bir şey yok zira bu grafik motoru, zaten günümüz şartlarının oldukça üzerinde bir performansa sahip
Oyunda yer alacak karakterlere baktığımızdaysa tanıdık yüzlere denk geliyoruz Yeni maceradaki esas oğlanımız, ikinci oyunda olduğu gibi yine Sev (Thomas Sevchenko) olacak ve tabii ki -Rico’nun da dahil olduğu- diğer ISA askerleri de kadroda yer alacak Az önce belirttiğim gibi bu kadroyu nasıl bir hikayenin içerisinde ağırlayacağımız meçhul ama kime karşı savaşacağımız tabii ki ortada: Helghast’lar! Anlayacağınız ne dost tarafında, ne de düşman tarafında herhangi bir değişiklik yok ama tabii ki her iki tarafın da kendine has yenilikleri olacak; yeni model silahlardan yeni model savaş makinelerine kadar
Bu konudaki en büyük detayın, oyunda yer alacak olan jetpack olacağını öncelikle belirtmek lazım İlk olarak PSP platformu için özel olarak piyasaya sürülen Killzone: Liberation’da karşımıza çıkan jetpack aparatı, Killzone 3’e de konuk oluyor Bu icat sayesinde uzun sıçrayışlar yapmak ve böylece yüksek noktalara ulaşabilmek mümkün olacak Daha da önemlisi, bu ilginç aparata monte edilmiş olan minigun sayesinde bir nevi tek kişilik ordu görevi göreceğiz Oyunda yer alacak bir diğer önemli ekipmansa “WASP” adını taşıyan roketatar Call of Duty: Modern Warfare’daki Tank Buster’a benzeyen bu ölüm makinesi, oyunun savaş atmosferinin önemli kozlardan bir tanesi olacak
Guerilla Games, Killzone 2’nin nispeten göze batan kusurlarını Killzone 3’e aktarmamak adına oldukça sıkı çalışıyor Oyunun müthiş görselliğine minik gölgeler düşüren ufak tefek aksilikler, güncellenmiş grafik motoruyla ortadan kalkmış olacak Yani zaten olağanüstü olan bir görsel kalitenin daha da iyi olması için çalışılıyor olması söz konusu Yine ikinci oyunun kulaklara bayram ettiren ses kalitesi, Killzone 3’e daha iyi bir performansla yansıyacak Tabii ki yapay zeka konusu da göz ardı edilmiş değil Helghast ordusu, ikinci oyunda zaten yeterinden fazla derecede zekaya sahipti ama bu sefer dökeceğimiz ter damlalarının sayısı biraz daha fazla olacak
Killzone 3, görsel kalitesini abartarak savaş atmosferini üçüncü boyutuna yaymayı planlıyor Bunun için nasıl bir ekipmana gerek duyulacağı konusunda da bir netlik yok henüz ama 3D desteğini içeren televizyonlarla yavaş yavaş yakın ilişkiye geçmemiz gerekebilir
PlayStation 3 kulvarının yeni oyuncağı olan Move da oyunun yenilikleri listesinde yer alıyor Yani oyunu Move desteğiyle oynamamız söz konusu olabilir Ancak bu konudaki netlik için de biraz daha sabretmemiz gerekecek Muhtemelen bu ve bunun gibi önemli detaylar için, hatta oyunun en önemli kozlarından biri olan multiplayer modu için de çok beklemeyeceğiz; çünkü önümüzde E3 2010 gibi dev bir oluşum var Zaten Guerilla Games’in Killzone 3 haberini şimdiden piyasaya sürmesi, E3 2010’da patlayacak bombanın habercisi gibi bir şey Heyecanla bekliyoruz
Özellikle ikinci oyunuyla FPS fanatiklerini coşturan ve bir yandan da PlayStation 3 tayfasının ağzına bir parmak bal çalan Killzone serisi, üçüncü oyunla tekrar piyasayı sallamak için hazırlanıyor E3 2010’un önemli başlıklarından bir tanesi olacak olan Killzone 3’ü takibe almanın zaruri olduğu da bir gerçek
Killzone 3'ün beta sürümünde yaklaşık olarak 10 dakikadan oluşan 3 ayrı senaryo görevi bulunuyor. Yani oyunun çeşitli kısımlarından kesilerek önümüze sunulmuş ufak bir demoyu oynuyoruz da denilebilir. Bu 3 ayrı senaryodan birincisi, videolarda da sık sık karşımıza çıkan ve yapımcıların oynanışa ayrı bir tat kazandıracağını iddia ettikleri jetpack görevlerinden oluşuyor. İkinci görevimizde ise, helikopterden aşağıda bulunan düşmanlarımızı tarıyoruz ve aralarına dalarak onlarla çatışmaya başlıyoruz. Betadaki üçüncü görevde bu iki görevin bir türevi olarak karşımıza çıkıyor.
Killzone 3, ikinci oyundaki şiddetinden pek bir şey kaybetmemiş. Yine aynı şekilde son derece acımasız çatışmalara giriyorsunuz. Yeri geldiğinde düşmanınızın kafasını eziyor, yeri geldiğinde ise kafasına sıktığınız tek bir mermiyle işini bitirebiliyorsunuz. Oyun, kontroller ve oynanış mekanizması olarak Killzone 2 ile aynı diyebilirim. Çok ufakta olsa bir takım farklılıklar bulunuyor. Fakat bu oyunda sıkça kullandığınız oynanış dinamiklerine pek yansımıyor. Kısacası ilk iki Killzone oyununu oynadıysanız, Killzone 3'te kontrollere alışamama gibi bir sorun yaşamazsınız.
Gelelim, Killzone 3'te karşımıza çıkacak olan JetPack olayına. Killzone 3'te yukarıda da bahsettiğim gibi, jetpack ağırlıklı görevlerde bizleri bekliyor. Betadan edindiğim izlenime göre, bu görevlerin haricinde de jetpackimiz çoğu zaman yanımızda olacak. Fakat jetpack kullanımı bana pek gerçekçi gelmedi. Sizi uçurmaktan çok, daha yükseklere atlamanızı sağlıyor desem sanırım daha doğru olur. Çünkü havalandıktan kısa süre sonra yere iniyorsunuz. Ufak bir kıyaslamaya gidecek olursak, jetpackiniz Dark Void'te ki kadar işinize yaramıyor. Aynı zamanda düşmanlarınızda sizin gibi jetpacklere sahipler. Bu sizin için dezavantajdan çok bir avantaj gibi görünüyor. İki şarjör mermiyle öldürebileceğiniz bir düşmanınızı, jetpackine attığınız tek bir mermi ile paramparça edebiliyorsunuz. Zaten oyundaki mermi sıkıntısını göz önüne alırsak, karşıma jetpackli düşmanlar çıksın, normal düşman çıkmasın diye dua bile edebilirsiniz. Çünkü bazı düşmanlarınızı öldürmek için çok fazla mermi harcamanız gerekebiliyor. Ve bu da beraberinde mermi sıkıntısına yol açıyor. Tabi bu söylediklerim oyunun betası için geçerli. Betanın amacının da oyunun eksiklerini gidermek olduğunu varsayarsak, Killzone 3'ün tam sürümünü oynarken bu tarz aksaklıklarla karşılaşmayacağımızı da düşünebiliriz.
Genel Yorum
Killzone 3, beta sürüm olmasına rağmen, şu anda gayet iyi bir çizgide diyebilirim. Oyun Killzone 2'den çok çok üstün olmasa bile, görsel yönden detaylandırmanın arttırıldığı da bir gerçek. Yapımdaki senaryo - hikaye kurgusu ise hala gizliliğini koruyor diyebilirim. Eğer oyunun betasını oynama fırsatınız olursa, bu konuda pek bir detay olmadığını sizde göreceksiniz. Kısacası, Killzone 3 beklediğimize değecek bir yapım olma yolunda. Eğer ilk iki Killzone oyununu oynamadıysanız, kısa zamanda mutlaka denemenizi öneririm.
Killzone 3 Oyun fotoğrafları için [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Killzone serisi nedense hikaye olarak hep eleştirilerin odağında yer almıştır. Muhtemelen ana hikâyenin oyun üzerinde etkisinin çok az olmasından kaynaklanıyor bu durum. Yapım ekibi de bunun farkında olacak ki serinin yeni oyunu Killzone 3 için hikayenin çok daha ön planda olacağı müjdesini veriyorlar. Yazının bu kısmında serinin oldukça karışık ve günümüze olan göndermelere de sahip hikâyesinden ve ikinci oyunun sonuna biraz değineceğim. Bu nedenle henüz ikinci oyunu oynamamış olan oyuncular için spoiler yani keyif bozucu bilgi olabilir.
FPS denince akla gelen ilk platformun PC olduğu konusunda tartışacağımızı düşünmüyorum PlayStation ve Xbox gibi konsolların oyun piyasasını ele geçirmesinden sonra bu durum biraz sarsıntı geçirdi aslına bakarsanız Xbox’ın Halo serisi, konsolların FPS platformuna bakış açısını resmen simgeliyordu Buna rağmen PlayStatin platformuna has bir FPS oyunu yoktu ve bu platformun müdavimleri, Medal of Honor gibi multi-platform FPS oyunlarıyla yetinmek zorunda kaldılar; ta ki Killzone yüzünü gösterene kadar.
Killzone, PlayStation tayfasının FPS fanatiklerine rahat bir nefes aldırmış olsa da asıl bombayı patlatan Killzone 2, yani serinin ikinci oyunu oldu Yapım aşamasının uzun ve sancılı olmasından dolayı tutukluk yapan bir bombaydı bu aslında ama oyunun E3 2005’teki gövde gösterisi, yeni nesil oyunların neler vaat edeceğini gözler önüne seriyordu Killzone 2’nin 2009’da piyasaya çıkması ve ortalığı kasıp kavurmasının ardından Guerilla Games, serinin üçüncü oyunu için çalışmalara başlamıştı bile Tabii ki bu konuda ne bir dedikodu vardı, ne de başka bir şey E3 2010’un kapısına dayandığımız şu günlerdeyse Guerilla Games’ten müthiş bir haber geldi ve bu haberle birlikte Killzone 3, ilk bilgilerini oyun dünyasına aktarmaya başladı
Killzone serisi hikaye yönünden bir çok eleştiri alsa da aslında oldukça sağlam ve 300 yılı aşkın bir hikayeye sahip. Bu hikâyenin başı ise 2055'li yıllara dayanıyor. Kısaca özetlemek gerekirse insanoğlu dünyanın artık iyice suyunu çıkarmış ve bilinen tüm kaynaklar bitmek üzere. Bu nedenle ülkeler arasında büyük bir savaş var. Bardağı taşıran son damla ise nükleer silahların atılmasıyla başlıyor. Zaten kaynak sıkıntısı çeken dünya bu nükleer tehdit ile birlikte yaşanamayacak bir hale geliyor. Tabi savaş sonucu insan ırkının büyük bir çoğunluğu da yitirilmiş oluyor. Savaş bittikten sonra ise zengin şirket ve devletler bir araya gelerek yeni bir oluşum içerisine giriyorlar. Oluşumun amacı ise güneş sisteminde yeni gezegenler bulmak ve insanlığın kaderini bu gezegenlerde sürdürmek olacaktır.
Fakat deneme fırsatı yakaladığımız Killzone 3'e geçebilmek için olayları direk olarak sonuca bağlayacağım.
Uzun bir keşif süresinden sonra yaşanabilir olarak adlandırılan iki gezegen Helgan ve Vekta keşfedilir. Vekta ekosistemi ve doğal şartları ile dünyaya daha çok benzemektedir. Helgan gezegeni ise tam anlamıyla bir nükleer santral gibidir. Doğal kaynaklar yönünden oldukça zengin olan Helgan gezegeni nükleer fırtınalar ile sarılı bir haldedir. Kısacası iki gezegene de büyük ölçüde bir göç başlar. Vekta gezegeninden Helgan'a gıda ve sağlık yardımı yapılırken Helgan'daki kaynaklar ise Vekta'ya aktarılır. Bu iki güç arasındaki alışveriş ve barış, tırmanan gerilim ve Scolar Visari'nin doğuşu ile farklı bir boyut kazanacaktır.
Bu gerilimin tırmanma aşamasında tabi ki daha bir çok savaş ve olay yaşanıyor. Fakat deneme fırsatı yakaladığımız Killzone 3'e geçebilmek için olayları direk olarak sonuca bağlayacağım. Sonuç olarak Helgan gezegeninde yaşayan insanlar yoğun radyasyon sonucu büyük bir değişime girerler. Vücutlarındaki bu değişim üçüncü, dördüncü kuşağın doğması ile birlikte çok daha farklı bir hale gelmiştir. Daha dayanıklı ve Helgan şartlarına alışkın bir hale gelen halkın kaderi ise başa geçen Scolar Visari ile tam anlamıyla değişiyor. Killzone 1'in başındaki konuşması ile artık insan olmadıklarını ve kendilerine Helgast diyeceklerini açıklayan Visari, büyük bir başkaldırışın da temsilcisi haline gelir. Bu dakikadan sonra Helgast'ların amacı ise Vektan'ı işgal etmek olacaktır. Nitekim ilk oyunda amansız gelen Helgast saldırılarına karşı direniyorduk. PSP için çıkan Liberation'da ise farklı bir konuya değinen seri ikinci oyunda ise bizi savaşın çok daha çetin ve zorlu geçeceği Helgan'ın kalbine indiriyordu.
İkinci oyunun sonunda ise nihayet Scolar Visari ile karşı karşıya geliyor ve küçük bir anlaşmazlık sonucu olsa da onun ölümünü görüyorduk. Sarsılmış bir şekilde kapıdan çıkan Sev, kafasını kaldırdığında ise büyük bir saldırı gemisi görüyor ve oyunu da böylelikle bitirmiş oluyorduk. Killzone 3 işte tam da ikinci oyunun bittiği yerden başlayacak. İlk görevimiz ise Helgast flosundan gelen bu çarpraz ateşten kaçmak olacak. Oyunun bu ilk dakikalarında zorlu bir mücadeleye gireceğimiz söyleniyor. Üçüncü oyun için ayrıca çatışmaların çok daha çetin geçeceği belirtilmiş. Çünkü lidersiz kalan Helgast’lar tam bir karmaşa içerisinde ISA birliklerine çok daha güçlü bir şekilde saldırıya geçecekler. Killzone 3 için belirtilen bir diğer önemli nokta ise Helgast kültürünü ve yaşam biçimini daha yakından tanıyacağımız oluyor. Ayrıca Helgast'ların yeni liderlik arayışları da oyunda işlenebilir.
Killzone 2 grafikleri ve atmosferi ile oldukça başarılı bir yapım olsa da özellikle bazı noktalarda eleştirilerinde odağı haline gelmişti. Bu eleştirilerin başında ise kontrol zorlukları ve yapay zeka geliyordu. İkinci oyunun çıkmasından kısa bir süre sonra karşımıza çıkacak olan Killzone 3 ise bu yönlerden daha başarılı bir şekilde raflardaki yerini alacak. Çünkü yapım ekibi olan Guerrilla Games, ikinci oyundan yeterli dersi aldıklarını ve üçüncü oyunda tüm bu açıkları kapatacaklarını vaat ediyor. Üçüncü oyunda ön plana çıkan bir diğer detay ise senaryo ve karakter sunumları ile ilgili olacak.
Killzone 3’ün hikayesiyle ilgili henüz ortada bir şey yok ama bu yeni macerada yine Helghan topraklarında yer alacağız İkinci oyundaki müthiş görsellikle bu toprakların her metrekaresini akıllarımıza kazıyan yapımcılar, zaten geniş olan sınırları daha da genişletmiş olduklarını iddia ediyor İkinci oyunda kullanılan grafik motorunun üçüncü oyunda da kullanılacağı önemli notlar arasında yer alıyor Durum böyle olunca akıllarda hemen oyunun görsel kalitesi konusunda soru işaretleri oluşacaktır doğal olarak ama telaşlanacak bir şey yok zira bu grafik motoru, zaten günümüz şartlarının oldukça üzerinde bir performansa sahip
Oyunda yer alacak karakterlere baktığımızdaysa tanıdık yüzlere denk geliyoruz Yeni maceradaki esas oğlanımız, ikinci oyunda olduğu gibi yine Sev (Thomas Sevchenko) olacak ve tabii ki -Rico’nun da dahil olduğu- diğer ISA askerleri de kadroda yer alacak Az önce belirttiğim gibi bu kadroyu nasıl bir hikayenin içerisinde ağırlayacağımız meçhul ama kime karşı savaşacağımız tabii ki ortada: Helghast’lar! Anlayacağınız ne dost tarafında, ne de düşman tarafında herhangi bir değişiklik yok ama tabii ki her iki tarafın da kendine has yenilikleri olacak; yeni model silahlardan yeni model savaş makinelerine kadar
Bu konudaki en büyük detayın, oyunda yer alacak olan jetpack olacağını öncelikle belirtmek lazım İlk olarak PSP platformu için özel olarak piyasaya sürülen Killzone: Liberation’da karşımıza çıkan jetpack aparatı, Killzone 3’e de konuk oluyor Bu icat sayesinde uzun sıçrayışlar yapmak ve böylece yüksek noktalara ulaşabilmek mümkün olacak Daha da önemlisi, bu ilginç aparata monte edilmiş olan minigun sayesinde bir nevi tek kişilik ordu görevi göreceğiz Oyunda yer alacak bir diğer önemli ekipmansa “WASP” adını taşıyan roketatar Call of Duty: Modern Warfare’daki Tank Buster’a benzeyen bu ölüm makinesi, oyunun savaş atmosferinin önemli kozlardan bir tanesi olacak
Guerilla Games, Killzone 2’nin nispeten göze batan kusurlarını Killzone 3’e aktarmamak adına oldukça sıkı çalışıyor Oyunun müthiş görselliğine minik gölgeler düşüren ufak tefek aksilikler, güncellenmiş grafik motoruyla ortadan kalkmış olacak Yani zaten olağanüstü olan bir görsel kalitenin daha da iyi olması için çalışılıyor olması söz konusu Yine ikinci oyunun kulaklara bayram ettiren ses kalitesi, Killzone 3’e daha iyi bir performansla yansıyacak Tabii ki yapay zeka konusu da göz ardı edilmiş değil Helghast ordusu, ikinci oyunda zaten yeterinden fazla derecede zekaya sahipti ama bu sefer dökeceğimiz ter damlalarının sayısı biraz daha fazla olacak
Killzone 3, görsel kalitesini abartarak savaş atmosferini üçüncü boyutuna yaymayı planlıyor Bunun için nasıl bir ekipmana gerek duyulacağı konusunda da bir netlik yok henüz ama 3D desteğini içeren televizyonlarla yavaş yavaş yakın ilişkiye geçmemiz gerekebilir
PlayStation 3 kulvarının yeni oyuncağı olan Move da oyunun yenilikleri listesinde yer alıyor Yani oyunu Move desteğiyle oynamamız söz konusu olabilir Ancak bu konudaki netlik için de biraz daha sabretmemiz gerekecek Muhtemelen bu ve bunun gibi önemli detaylar için, hatta oyunun en önemli kozlarından biri olan multiplayer modu için de çok beklemeyeceğiz; çünkü önümüzde E3 2010 gibi dev bir oluşum var Zaten Guerilla Games’in Killzone 3 haberini şimdiden piyasaya sürmesi, E3 2010’da patlayacak bombanın habercisi gibi bir şey Heyecanla bekliyoruz
Özellikle ikinci oyunuyla FPS fanatiklerini coşturan ve bir yandan da PlayStation 3 tayfasının ağzına bir parmak bal çalan Killzone serisi, üçüncü oyunla tekrar piyasayı sallamak için hazırlanıyor E3 2010’un önemli başlıklarından bir tanesi olacak olan Killzone 3’ü takibe almanın zaruri olduğu da bir gerçek
Killzone 3'ün beta sürümünde yaklaşık olarak 10 dakikadan oluşan 3 ayrı senaryo görevi bulunuyor. Yani oyunun çeşitli kısımlarından kesilerek önümüze sunulmuş ufak bir demoyu oynuyoruz da denilebilir. Bu 3 ayrı senaryodan birincisi, videolarda da sık sık karşımıza çıkan ve yapımcıların oynanışa ayrı bir tat kazandıracağını iddia ettikleri jetpack görevlerinden oluşuyor. İkinci görevimizde ise, helikopterden aşağıda bulunan düşmanlarımızı tarıyoruz ve aralarına dalarak onlarla çatışmaya başlıyoruz. Betadaki üçüncü görevde bu iki görevin bir türevi olarak karşımıza çıkıyor.
Killzone 3, ikinci oyundaki şiddetinden pek bir şey kaybetmemiş. Yine aynı şekilde son derece acımasız çatışmalara giriyorsunuz. Yeri geldiğinde düşmanınızın kafasını eziyor, yeri geldiğinde ise kafasına sıktığınız tek bir mermiyle işini bitirebiliyorsunuz. Oyun, kontroller ve oynanış mekanizması olarak Killzone 2 ile aynı diyebilirim. Çok ufakta olsa bir takım farklılıklar bulunuyor. Fakat bu oyunda sıkça kullandığınız oynanış dinamiklerine pek yansımıyor. Kısacası ilk iki Killzone oyununu oynadıysanız, Killzone 3'te kontrollere alışamama gibi bir sorun yaşamazsınız.
Gelelim, Killzone 3'te karşımıza çıkacak olan JetPack olayına. Killzone 3'te yukarıda da bahsettiğim gibi, jetpack ağırlıklı görevlerde bizleri bekliyor. Betadan edindiğim izlenime göre, bu görevlerin haricinde de jetpackimiz çoğu zaman yanımızda olacak. Fakat jetpack kullanımı bana pek gerçekçi gelmedi. Sizi uçurmaktan çok, daha yükseklere atlamanızı sağlıyor desem sanırım daha doğru olur. Çünkü havalandıktan kısa süre sonra yere iniyorsunuz. Ufak bir kıyaslamaya gidecek olursak, jetpackiniz Dark Void'te ki kadar işinize yaramıyor. Aynı zamanda düşmanlarınızda sizin gibi jetpacklere sahipler. Bu sizin için dezavantajdan çok bir avantaj gibi görünüyor. İki şarjör mermiyle öldürebileceğiniz bir düşmanınızı, jetpackine attığınız tek bir mermi ile paramparça edebiliyorsunuz. Zaten oyundaki mermi sıkıntısını göz önüne alırsak, karşıma jetpackli düşmanlar çıksın, normal düşman çıkmasın diye dua bile edebilirsiniz. Çünkü bazı düşmanlarınızı öldürmek için çok fazla mermi harcamanız gerekebiliyor. Ve bu da beraberinde mermi sıkıntısına yol açıyor. Tabi bu söylediklerim oyunun betası için geçerli. Betanın amacının da oyunun eksiklerini gidermek olduğunu varsayarsak, Killzone 3'ün tam sürümünü oynarken bu tarz aksaklıklarla karşılaşmayacağımızı da düşünebiliriz.
Genel Yorum
Killzone 3, beta sürüm olmasına rağmen, şu anda gayet iyi bir çizgide diyebilirim. Oyun Killzone 2'den çok çok üstün olmasa bile, görsel yönden detaylandırmanın arttırıldığı da bir gerçek. Yapımdaki senaryo - hikaye kurgusu ise hala gizliliğini koruyor diyebilirim. Eğer oyunun betasını oynama fırsatınız olursa, bu konuda pek bir detay olmadığını sizde göreceksiniz. Kısacası, Killzone 3 beklediğimize değecek bir yapım olma yolunda. Eğer ilk iki Killzone oyununu oynamadıysanız, kısa zamanda mutlaka denemenizi öneririm.
Killzone 3 Oyun fotoğrafları için [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz