''Bye Bye Türkçe'' adlı kitabın hoş bir özeti ( Kübra BEKMEZ )
1 sayfadaki 1 sayfası
''Bye Bye Türkçe'' adlı kitabın hoş bir özeti ( Kübra BEKMEZ )
TÜRKÇEM BENİM SES BAYRAĞIM
Günümüzde mağazaların tabelalarında Türkçe- İngilizce, Türkçe- Fransızca karışımı adlar görmeyeniniz yoktur; "Şirin Petshop, Mavi Cafe" gibi...Bunlar, batılı gibi görünmeye çalışan bazı kişilerin buluşları ve biricik, benzersiz sanat eserleridir(!) Onların keşfettiği "Tarzanca" adlı dilin vazgeçilmez(!) parçalarıdır.
Bir de bunların içinde Türkçe bir kelime bile barındırmayanları var: Office One Superstore, Galeria, Olivium...Türkiye'de İngilizce ve diğer yabancı dillerin ana dil gibi kullanılmasına ne gerek var, anlayıp da açıklayabilecek olanınız var mı?
Son günlerin modası: Hepimiz bilgisayarda "chat"leşiyoruz(!) Bu sözün ne kadar gülünç olduğunun farkına hâlâ varılamamış mıdır? İngilizce olan bu sözün yanına getirdiğimiz "-leşmek" özbeöz Türkçe değil midir?
İsterseniz Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun karşılaştığı bir durumdan söz edelim: Oktay Sinanoğlu Eskişehir'e gelir ve "dönerchi" gibi bir tabirle karşılaşır. Bununla da bayağı alay eder. Bu sözcüğün son üç harfi İngilizcede "ç" diye söylenir. Onlarda "c" harfi yoktur. c, h ve i harflerini yan yana getirdiklerinde bu "ç" sesi çıkar. O zaman bizim "dönerci" de olur bir "dönerçi". Bu nasıl iştir? İnsanlar neden böyle gülünç durumlara düşürmek ister kendini, anlayamam.
"Unutmuşum ana demesini bile,
Öykünmüşüm türküsünü ellerin
Ağzıma bir kara düşmüş bağışla beni,
Türkçem, benim ses bayrağım."
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Ne oldu? Türkçem hani benim ses bayrağımdı? Eğer öyleyse neden hâlâ "chat"leşirken(!) "bye"diyoruz? Neden hâlâ küreselleşmeye değil de "globalleşmeye" çalışıyor, arabalarda yakıt yağı yerine "fuel-oil"kullanıyoruz?
Neden can kurtarmak yerine(cankurtaran) "ambulans" hatta "ambulance" ile dolaşıp duruyoruz?( Ambulance= dolaşan)* Dolaşmakla insan yaşamı kurtarılıyor da benim mi haberim yok?
Neden milletvekillerince temsil edilmiyoruz da sürekli birileri lâf üretip duruyor? (parlamenter= lâf üreten)* Bizim lâf üretenlere(parlamenterlere) mi yoksa bizi temsil edeceklere( milletvekillerine) mi ihtiyacımız var?
Hani Türkçem bana anamın sütü gibi helâldi?
Neden Fransızlar sıkı yasalarla dillerini koruyup, yabancı sözcüklerin Fransızca karşılıklarını buluyorken biz de dilin içine edip, dili yabancı sözcüklerle doldurarak hem kendimizi rezil etmeye, hem de kendi dilimize Fransız kalıp birbirimizle anlaşabilmeyi olanaksız kılmaya uğraşıyoruz?
Biz dilimizi her ne kadar küçük görsek de Türkçe birçok dilden daha zengindir. İşte size bir örnek:
"Afyonkarahisarlılaştıramadıklarımızdan mısınız?"
Bunu İngilizcede söyleyebilmek için acaba kaç sözcük sarfetmek gerekir? Gelin, hep beraber bakalım:
"Aren't you one of those people whom we tried unsuccessfully to make resemble the citizens of Afyonkarahisar?"
Türkçede mükemmel bir ekleme düzeni vardır ki, verdiğimiz bu örneğe ek olarak birçok örnek bulabiliriz. İşte günümüz gençlerinin pek de beğenmediği Türkçe budur!
Günümüz insanları böyle yaptıkça kendi ülkelerinde kendilerini kendi elleriyle "ikinci sınıf insan"(!) yerine koymaktadırlar.
Biz böyle hevesle Türkçeyi İngilizceye, İngilizceyi de Türkçeye çorba gibi karıştırıp Türkçeyi bozarken ve bununla övünürken, belki İngilizler de bize kızıyorlardır diğer taraftan. Dilimizi bozuyorlar, diye...
Türkçeye "Bye-Bye"demeden ******'ün vasiyetini** yerine getirmeli, ******'ün "İkinci Kurtuluş Şavaşı"ı başlatarak, bu sefer de dilimizi işgallerden kurtarmalıyız. İnadına Türkçe kullanmalıyız. Unutmayalım: "Her sözün ararsan vardır Türkçesi."
"Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." Mustafa Kemal ATATÜRK
Günümüz gençlerine selâm olsun! Türkçeye canlarından bir parçaymış gibi özen göstermeleri dileği ile...Sağlıcakla kalın.
Kübra BEKMEZ
4 Mayıs 2009, Eskişehir
Günümüzde mağazaların tabelalarında Türkçe- İngilizce, Türkçe- Fransızca karışımı adlar görmeyeniniz yoktur; "Şirin Petshop, Mavi Cafe" gibi...Bunlar, batılı gibi görünmeye çalışan bazı kişilerin buluşları ve biricik, benzersiz sanat eserleridir(!) Onların keşfettiği "Tarzanca" adlı dilin vazgeçilmez(!) parçalarıdır.
Bir de bunların içinde Türkçe bir kelime bile barındırmayanları var: Office One Superstore, Galeria, Olivium...Türkiye'de İngilizce ve diğer yabancı dillerin ana dil gibi kullanılmasına ne gerek var, anlayıp da açıklayabilecek olanınız var mı?
Son günlerin modası: Hepimiz bilgisayarda "chat"leşiyoruz(!) Bu sözün ne kadar gülünç olduğunun farkına hâlâ varılamamış mıdır? İngilizce olan bu sözün yanına getirdiğimiz "-leşmek" özbeöz Türkçe değil midir?
İsterseniz Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun karşılaştığı bir durumdan söz edelim: Oktay Sinanoğlu Eskişehir'e gelir ve "dönerchi" gibi bir tabirle karşılaşır. Bununla da bayağı alay eder. Bu sözcüğün son üç harfi İngilizcede "ç" diye söylenir. Onlarda "c" harfi yoktur. c, h ve i harflerini yan yana getirdiklerinde bu "ç" sesi çıkar. O zaman bizim "dönerci" de olur bir "dönerçi". Bu nasıl iştir? İnsanlar neden böyle gülünç durumlara düşürmek ister kendini, anlayamam.
"Unutmuşum ana demesini bile,
Öykünmüşüm türküsünü ellerin
Ağzıma bir kara düşmüş bağışla beni,
Türkçem, benim ses bayrağım."
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Ne oldu? Türkçem hani benim ses bayrağımdı? Eğer öyleyse neden hâlâ "chat"leşirken(!) "bye"diyoruz? Neden hâlâ küreselleşmeye değil de "globalleşmeye" çalışıyor, arabalarda yakıt yağı yerine "fuel-oil"kullanıyoruz?
Neden can kurtarmak yerine(cankurtaran) "ambulans" hatta "ambulance" ile dolaşıp duruyoruz?( Ambulance= dolaşan)* Dolaşmakla insan yaşamı kurtarılıyor da benim mi haberim yok?
Neden milletvekillerince temsil edilmiyoruz da sürekli birileri lâf üretip duruyor? (parlamenter= lâf üreten)* Bizim lâf üretenlere(parlamenterlere) mi yoksa bizi temsil edeceklere( milletvekillerine) mi ihtiyacımız var?
Hani Türkçem bana anamın sütü gibi helâldi?
Neden Fransızlar sıkı yasalarla dillerini koruyup, yabancı sözcüklerin Fransızca karşılıklarını buluyorken biz de dilin içine edip, dili yabancı sözcüklerle doldurarak hem kendimizi rezil etmeye, hem de kendi dilimize Fransız kalıp birbirimizle anlaşabilmeyi olanaksız kılmaya uğraşıyoruz?
Biz dilimizi her ne kadar küçük görsek de Türkçe birçok dilden daha zengindir. İşte size bir örnek:
"Afyonkarahisarlılaştıramadıklarımızdan mısınız?"
Bunu İngilizcede söyleyebilmek için acaba kaç sözcük sarfetmek gerekir? Gelin, hep beraber bakalım:
"Aren't you one of those people whom we tried unsuccessfully to make resemble the citizens of Afyonkarahisar?"
Türkçede mükemmel bir ekleme düzeni vardır ki, verdiğimiz bu örneğe ek olarak birçok örnek bulabiliriz. İşte günümüz gençlerinin pek de beğenmediği Türkçe budur!
Günümüz insanları böyle yaptıkça kendi ülkelerinde kendilerini kendi elleriyle "ikinci sınıf insan"(!) yerine koymaktadırlar.
Biz böyle hevesle Türkçeyi İngilizceye, İngilizceyi de Türkçeye çorba gibi karıştırıp Türkçeyi bozarken ve bununla övünürken, belki İngilizler de bize kızıyorlardır diğer taraftan. Dilimizi bozuyorlar, diye...
Türkçeye "Bye-Bye"demeden ******'ün vasiyetini** yerine getirmeli, ******'ün "İkinci Kurtuluş Şavaşı"ı başlatarak, bu sefer de dilimizi işgallerden kurtarmalıyız. İnadına Türkçe kullanmalıyız. Unutmayalım: "Her sözün ararsan vardır Türkçesi."
"Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." Mustafa Kemal ATATÜRK
Günümüz gençlerine selâm olsun! Türkçeye canlarından bir parçaymış gibi özen göstermeleri dileği ile...Sağlıcakla kalın.
Kübra BEKMEZ
4 Mayıs 2009, Eskişehir
Similar topics
» FIFA 2009 Türkçe Yama Full'e en yakın Türkçe çeviri
» FİFA 09 Türkçe Yama 1.8 ÇIKTI [%97 Oranında TÜRKÇE]
» GTA 4 {Türkçe Yama}
» PES 2010 {Türkçe Yama}
» FM 2010 {Türkçe Yama}
» FİFA 09 Türkçe Yama 1.8 ÇIKTI [%97 Oranında TÜRKÇE]
» GTA 4 {Türkçe Yama}
» PES 2010 {Türkçe Yama}
» FM 2010 {Türkçe Yama}
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz